İtalyan Bob’unu Duymuş Muydunuz?
Geçen sezon French Bangs’i yani Fransız kızlarından ilham alan kakül modelini sıkça konuştuk, konuşmakla kalmadık, bol bol elimize makas aldık, kestik. Ama şimdi sırada Italyan Bob kesimi var. Bunu normal bir Bob cut yani küt kesimden ayıran nedir diye sorarsanız, daha spesifik olması diye cevap verebilirim. Saç çene hizasında kesiliyor, çok fazla kat verilmiyor ve üst kısımdaki hacim aynen saçın uç kısımlarına taşınıyor. Yandan ya da ortadan ayrık olabilir. Çok net hatlara sahip bir saç modeli, çok da sağlıklı ve gür duruyor. Çok müşterime öneriyorum. Ama kime önermem derseniz çok güçlü çene hatlarına sahip olan köşeli yüzlere pek yakışmayabilir. Çünkü çenede bittiği için tüm odak da çenede toplanıyor. Ama daire ve oval yüzler çok sevecektir. Bu saçın zahmetsiz halini çok seviyorum. Çünkü biraz Leave-in Treatment ile yumuşatıp hizaya sokarak Hair Balm ile doğal dalgasını hafifçe vurgulamak yeterli olacaktır.
Renk Trendlerinde "Smooth Colours" Anlayışı Öne Çıkıyor!
Bu aslında bizim bir süredir üzerinde çalıştığımız bir renklendirme tekniği ve ayrıntılı olarak bu yazıda anlatmıştım. Ama anlayışın genel olarak renk trendlerinde de öne çıkacağını düşünüyorum. Kısaca hatırlamak gerekirse: Saçlarında kontrast tonları değil de aynı rengin ultra yumuşak geçişlerle harmonize halini görmek isteyenler için çok uygun bir renk trendi. Bu renklendirme anlayışı aslında ilhamını “Quiet Luxury” ya da “Old Money” olarak bilinen trend’den de alıyor.
Dalgalı Kaküller
Saçı dalgalı ya da kıvırcık olanlar kakül kestirmekten genelde kaçınırlar çünkü genel anlayış kakülün dümdüz çerçevelemesi üzerinedir. Ama bu sezon klişeler yıkılıyor. Siz de dalgalı kaküller düşünebilirsiniz. Bu özellikle gür ve kıvırcık saçın yanlardaki aşırı yoğunluğunu daha homojen dağıtmamıza da yardımcı oluyor. Şekillendirmesi de kolay. Biraz nemlendirin ve Hair Balm ile bukleleri sürekli canlı tutun yeter.
Islak Görünüm
Bu sezonun defile saçlarını inceleme fırsatınız olduysa iki detay yine oldukça öne çıkıyor. Birincisi saçta ıslak görünüm ikincisi de yandan ayrık saç modeli. Yandan ayrık saç modeli eğer çok uzun bir yüz tipiniz yoksa size mutlaka yakışacaktır ve daha ince bir ifade katacaktır. Islak saçların ise parıltısı gözlere ve cilde yansıyan çok özel bir efekti var. Hazır yazken, hazır havalar sıcakken siz de mutlaka deneyin derim. Bunu yaparken saçınızın sağlığını bozmamak için bizim Pure Aloe jelimizden de faydalanabilirsiniz.
Yüzü Çerçeveleyen Kesimler
Uzun ve katlı kesimler bir diğer trend. Öncelikle Butterfly kesim bu sezon da bizlerle. Bu kesimin en tılsımlı yanı hem hep kuaförden çıkmışçasına kusursuz fönlerle harika duruyor hem de biraz hair oil ile tarayıp zahmetsizce doğal kurumaya bıraktığınızda. Kelebek kesimin yanı sıra yüzü çevreleyen Curtain Bangs modelini de uzun saçta görmeye devam edeceğiz. Bu saçtan bıkmıyoruz. Çünkü hem açık bırakıp ortadan ayırabiliyorsunuz veya isterseniz kolayca yandan ayrık bir modele geçirebiliyorsunuz. Topladığınız zaman ön kısımlar ne olacak sorunu yok. Sadece kakül kısmını düzeltip evden rahatça çıkabilirsiniz mesela. Tabii ki bu modellerden birine karar verirseniz asıl maharet size en doğru şekilde uyarlayabilecek kuaföre düşüyor. Çünkü bu kesimler çok kolaylıkla yanlış yöne de gidebilir. O yüzden dikkatli olmakta fayda var.
Son Bir Öneri!
Son bir öneri olarak Garage Organics Saç Bakım Setini edinmenizi öneririm. Bu set ile hem saçınızı daha sağlıklı ve hızlı uzatmak için bakım yapabilirsiniz hem de banyo sonrası saçınızı bukleli şekillendirmek için kullanabilirsiniz. Hatta aynı evde birkaç kişi bile kullanabilir. Eğer saçım uzamıyor, daha hızlı ve sağlıklı uzasın istiyorsanız banyo öncesi Hair Balm ile saçın uç kısımlarına saç maskesi yapın ve banyo sonrası Leave-in Treatment No.2 Sprey ile saçı yumuşacık yapın, kolay tarayın, neme kavuşturun ve korumaya alın. Eğer buklelerimi şekillendirmek istiyorum ama saçım da sağlıklı kalsın diyorsanız banyo sonrası havlu ile kurulanmış saça önce Leave-in Treatment No.2 Sprey sıkın tarayın ardından Hair Balm ile bukleleri sıkarak şekillendirip diffuser uç ile ya da doğal kurutun. Bu seti çok seveceksiniz. Seti incelemek için tıklayın.
Sevgilerimle
Ahmet Coban
]]>
Önce ben size bir soru soracağım: Sizden bana en çok gelen soru ne olabilir sizce? Cevabını çoğunuzun bildiğine eminim! Evet, konu saç olunca en çok cevabı aranan "SAÇ NASIL HIZLI UZAR?" oluyor.
Çok bekletmeden sorunun cevabına geçelim. Her zaman söylediğim gibi; hepimizin saçları aslında köklerden eşit hızda uzar. Ayda 1-1.5 cm civarındadır bu. Bunu saçını boyatanlar "diplerin çıkması” dediğimiz konudan rahatlıkla takip eder aslında. Ama nedense onlar da saçlarının uzamadığı yanılgısına kapılır. Çünkü saçın uzama hızını aslında uç kısımların sağlığı belirler. Eğer saçlarınızın uçları sağlıklı ve güçlü değilse kırılır, kopar. Hem saçın boyu kısalır, hem de eşitsiz, cılız bir saç görüntüsü oluşur.
Bunun için saçların uzamasını istiyorsak uç bakımına yoğunlaşmalıyız. Size iki ürün önereceğim. Bu iki ürünü salonuma sürekli gelen ve saçının uzamamasından şikayet eden birçok müşterime verdim. Düzenli kullanımla sürekli müşterim olan birçok kişide harika sonuçlara ulaştık. Bu ikili bizi hiç mahcup etmedi.
Peki Bu İkili Nedir?
Bu ikili Garage Organics’in ünlü Hair Balm’ı ile No.2 Sprey’inden başkası değil! Önce banyo öncesi az miktar Hair Balm ile uçlara pratikçe onarıcı maske yapıyoruz. Saç kuru iken! Yani ne banyoda sıkılmak var ne de üşümek. En az 15 dakika bekliyoruz ama işin güzel yanı ürün organik, bitkisel olduğu için istediğiniz kadar saçta kalabilir. Siz bir yandan günlük işlerinize bakabilir, bir kahve keyfi yapabilir ya da dizinin son bölümünü izleyebilirsiniz, spordan önce bile uygulanabilir. Ardından banyoda saçtan şampuan ile arındırıyoruz. Super Wash gibi bitkisel, sülfatsız, nazik formüllü bir ürün kullanmanızı tavsiye ederim. Banyodan çıkınca da onardığımız saçlarımızı No.2 Sprey yardımı ile korumaya alıyoruz. No.2 Sprey saçı hem anında yumuşatıyor, neme doyuruyor hem de banyoda saç kremi bekleme sıkıntısına son veriyor. Hem koruyucu hem de yumuşatıcı etkisi çok uzun süreler devam eden bu ürün saçın kırılmadan taranmasını sağlıyor, ısılı işlemlerin etkilerinden koruyor.
Evet, bana soran herkese cevabım bu! Bu iki ürünü set halinde bu linkten kolaylıkla sipariş verebilirsiniz şimdi! Haydi sağlıkla, hızla uzayan saçlar için şimdi bir adım atın.
Sevgilerimle
Ahmet Coban
]]>
Smooth Colors uygulaması için geliştirdiğimiz ve bir süredir üzerinde çalıştığımız tekniği “Strandlights” olarak tanımlayabiliriz. Bu teknik yine Brushlight ve Facelight'ta da olduğu gibi yüzün anatomisini ve kafa şeklini de hesaba katıp kişiye özel, doğru noktalara odaklanarak uyguladığımız ışıltılı tonların ağırlıkta olduğu bir işlem. Tabii ki yine nokta atışların doğru belirlenmesi gibi renklerin ton geçişlerinin milimetrik farkla bile olsa doğru seçilmesi çok önemli.
Evet Garage Hair Repair Studio’nun yeni uygulaması şimdiden trendleri yakından takip eden müşteri kitlemizin ve sevgili takipçilerimizin radarına girdi bile! Siz de yenilik arayışındaysanız daha çok bilgi almak ve sizi en iyi versiyonunuza taşıyacak uygulamalarla buluşmak için bizimle iletişime geçin ve randevunuzu alın!
Sevgilerimle,
Ahmet Coban
]]>
Sonra işin detayına inince Garage Studio’larının yıllardır yaptığı kişileştirilmiş işlemlere yeni verilmiş bir isim olduğunu anlıyoruz. Nasıl ki makyaj sırasında yüz tüm hatlarına ve kemik yapısına göre özel olarak gölgelendiriliyor ve aydınlatılıyor. İşte saçta da yüze doğru ışığı ve çerçeveyi vermek için aynı işlemi yapmak yani. Ama bunu yapan kişi tıpkı yüzde sihir yaratan makyaj sanatçıları gibi işinde uzman bir kuaför olmalı.
Nasıl mı? Okumaya devam edin!
Şipşak Aydınlık Bir Yüz!
Size son günlerde neden yorgun olduğunuzu mu soruyorlar? Cevabı birçok şey olabilir; hayat çok yorucu, çok çalışıyorsunuz, uykunuzu alamıyorsunuz ya da cildinizde matlık var. Ama çözümü Garage Studio’larında ve bu sihir değil. Size uykunuzu geri veremeyeceğiz belki ama gözünüze ışıltıyı geri koyacağız. Sadece en doğru noktalara en doğru tonda atılmış ışıltılar yeterli olacak. Bunun için yazın yer yer rengi açılmış saçın doğal tonlarını da takip edeceğiz ve güçlendireceğiz. Sonuç yine çok doğal olacak öyle ki kuaföre mi gittin diye sormayacaklar. Enerjine bayıldım diyecekler! Gözlerin ışıl ışıl, tatil sana yaramış diyecekler.
Gerekirse bunu doğru noktalara makas darbeleriyle de destekleyeceğiz. Sonuç olarak sonbahara çok taze ve ışıl ışıl bir başlangıç yapacaksınız. Ve en güzeli iltifatı biz değil siz alacaksınız.
Siz de bu sonbahar en güzel değişimi yaratmak için bizden bir randevu alın! Hem şimdi 10’un üzerinde şubemizle size daha da yakınız!
Not: Yazıda kullandığımız görsel yabancı basından alıntıdır. Kolajın içinde "hair contouring" uygulamasını anlatmak için Garage Studio görsellerine yer verilmiştir. Biz de hem gurur duyduk hem de onu kullanmak istedik.
]]>
Benim her zaman istediğim uzun süre kullanılabilen, saçı az yoran dolayısıyla sağlığını koruyan kuaför uygulamalarıydı. Hatta “Garage Studio”larına adını veren tamir misyonu da hep bu meslek vizyonumun bir parçasıydı. Quiet Luxury’nin saçlara yansımasında gördüğümüz en önemli konu saçların çok sağlıklı oluşu ve bu sağlıkla ışıldaması. Şekillendirmeler ise oldukça minimalistik. Ortadan ayrılmış ve doğal dalgasıyla bırakılmış saçlar, arkaya taranmış saçlar, doğal ışıltılar ve tepeden uçlara doğru gürlüğünü kaybetmeyen, hacimli saçlar.
İşte Quiet Luxury için benden size birkaç altın öneri!
Saçınıza Uymayan Tonlarda Israrcı Olmayın
Saçlarınızın alt tonu onu hangi renklere boyamanız gerektiği konusunda pusula görevi görür. Size önerim eğer saçınızın alt tonu sıcak ise küllülere yönelmekte ve birçok kimyasal işleme saçını maruz bırakmakta ısrarcı olmayın. Bu sadece sizin saçınızın sağlığını kaybetmesine yol açar ve sizi kuaför koltuğunun zorunlu müdavimi yapar.
Saçınızın Sağlığı Birincil Önceliğiniz Olsun
Quiet Luxury trendinde nasıl ki kıyafetlerin kumaş kalitesi ve bakımı önemli ise saçın kalitesini belirleyen sağlığı ve bakımı da aynı derece önemli. Bunun için saçlarınıza banyo öncesinde düzenli bakım yapın. Size önerim Garage Organics Hair Serum. Bu ürün, haftada bir kullanımda bile çoğu ümitsiz müşterimi hayrete düşürmüştü. Hatalı işlemlerden yanmış, lastikleşmiş, hamurlaşmış birçok saçı Hair Serum kürü ile kurtardık. Bunun yanı sıra saçınızı çok sık ısılı işleme tabi tutmayın. Ayrıca sülfatlı sert şampuanlarla vedalaşın. Biliyorum o köpük köpük temizlik hissini çok seviyoruz ama saçlarınız kalıcı zarar görüyor. Size önerim bizim kendi salonlarımızda vazgeçilmezimiz olan Super Wash ile mutlaka tanışın.
Uzun Ömürlü İşlemler Tercih Edin
Size bugün “bej sarı” yarınsa “alev kızılı” öneren kuaförler büyük ihtimalle sizin iyiliğinizi çok da düşünmüyordur. Her saçın kendi doğruları vardır ve saçınız, bunu işinin ehli bir kuaföre karşıdan baktığında kendi de söyler. Ben Brushlight tekniğini yaratırken bu fikirden yola çıkmıştım ve Brushlight Quiet Luxury trendini de yine çok iyi tamamlayan bir uygulama aslında. Hem kendi saçınızın en iyi versiyonuna ulaşmayı hedefliyor hem de olabilecek en az kimyasal ile en maksimum etkiyi yaratıyor.
Saçınızda “Quiet Luxury” etkisini yaratan, uzun süre kullanabileceğiniz modeller ve renkler için bizden bir danışmanlık randevusu alın, gelin size en yakışanı bu sefer kalıcı olması için beraberce bulalım.
Sevgilerimle
Ahmet Çoban
Çünkü Brushlight hep kuaförlere anlatılıp da asla alınamayan sonuçtu. Hani kuaföre yaz sonrası gidersiniz de “işte bu doğal ışıltıları istiyorum. Ama sadece uçlarda değil tüm saçta.” dersiniz ama sonuç çoğunlukla hüsran olur. İşte Brushlight ile Ahmet Çoban bunun yapılabilirliğini gösterdi. Saçınızın adeta bir parmak izi gibi olan kendi ışığını takip etti.
Peki 10 yıl önce Brushlight uygulamasını hayatımızı sokan Ahmet Çoban bu tekniği kendi nasıl tanımlıyor ona sorduk:
“Bu uygulama bizim ünümüzü başka bir noktaya taşıdı. Çünkü hangi saçı ne kadar açmamız gerekiyor, ne sıklıkla highlightlar verilmeli kişiye göre üzerinde ince hesaplamalar yaptıktan sonra uygulamaya geçiyoruz. Bu hesaplamalarda yüz şeklinin, ten renginin, saçın kalınlığının, gürlüğünün ve dalgasının önemli rolü oluyor. Bir de saçın kendisinden gelen ışığı takip ediyoruz. Sonuç her seferinde ideal oluyor. Çünkü derler ya gerçeğin her zaman ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır. Bu saç için neden farklı olsun ki? Onun da bir gerçeği var. Alt tonu var, açılabileceği noktalar var. Bu kişiye göre çok değişir ve bunun tersi ezbere uygulamalar yaparsanız hızla kendini ele verir. O yüzden Brushlight çok sevildi ve tüm sektöre örnek oldu bence.
Brushlight uygulaması ilk defa boya yaptırmak ve saç renklerini açmak isteyen müşterilerimiz için iyi bir başlangıç noktası. Ayrıca boya için yaşı daha erken olanlar için de… Çünkü saçın doğal rengi ile oynamamız gerekmiyor ve üzerine en natürel sonucu uygulamaya çalışıyoruz. Adeta saçın kendinde gördüğümüz ışığı takip ediyoruz. Ve bu herkes için çok farklı… Brushlight sayesinde balyaj, gölge gibi uygulamalara karşı olduğunu söyleyen birçok müşterimizin fikrini değiştirdiğimizi söyleyebiliriz. Ayrıca uygulamanın uzun ömürlü olması bizim “sürdürülebilir” kuaförlük vizyonumuzu da yansıtıyor.”
Brushlight uygulaması yazının başında da bahsettiğim gibi Ahmet Çoban’ın kuaförlüğe getirdiği yenilikçi bir bakış açısının başlangıcıydı aslında bu doğallığı takip eden diğer uygulamaları da eskiden kötü tecrübeler edinmiş ve şu an kuaför fobisi yaşayan birçok kadını tekrar kuaför koltuğuna oturtur bence.
Sevgiler,
Çağla Bingöl
**Brushlight uygulaması ile saçınızın içindeki gerçek ışığı çıkarmak için siz de Garage Studio’larından kişisel danışmanlık randevunuzu oluşturabilirsiniz.
]]>Sevgilerimle
Ahmet Coban
]]>
Sevgilerimle,
Ahmet Çoban
Saç bakımı için de tıpkı bu ağaç örneğinden ilham alabiliriz.
Mevsim geçişlerinde saç dökülmeleri zaten bir miktar artar, bu doğanın bizim içimizdeki yansımasıdır. Güçsüzleşen, sağlığını yitiren saçlardan kurtulup, yeniye yer açmak. Biz de bu dönemi eskiyen ve cansızlaşan ile vedalaşıp yeniye yer açarak değerlendirebiliriz.
Bazen saçlarımızın çok yıprandığını bile bile kestirmek, yıllardır değiştirmediğimiz renklerden zarar verdiğini bile bile uzaklaşmak zor olabilir. Ama geçtiğimiz dönem bize gösterdi ki kendimize özen göstermek, daha sağlıklı tercihler yapmak çok önemli.
Pandemi dönemi, evde kaldığımız günlerde bizi ziyaret eden müşterilerin çok daha bilinçlendiğini gördük. Herkes kendi değerinin (neyse ki) ve doğal güzelliğinin biraz daha farkına varmış ve isteklerini buna göre anlatıyor. Yani artık pek de simsiyah saçlardan, sapsarılara radikal değişim isteyenlerle karşılaşmıyorum. Çoğunluk doğal renginin en iyi versiyonuna nasıl ulaşabilir, onu merak ediyor. Ve bunu sorarken eskisi gibi sadece saç rengini değil, cilt baz tonunu bile söylüyor, ona göre danışmanlık alıyor. Bu beni çok mutlu ediyor tahmin edersiniz ki çünkü yıllardır doğallık derken, az tekrar gerektiren, içinizdeki doğal güzelliği dışarı çıkartan, daha uzun ömürlü renkler ve kesimler derken ben de tam bundan söz ediyordum.
İşte bu bahar trend bu, yani trend sizsiniz! Bu nedenle de sözlerime başlarken “bu bahar trendler bildiğiniz gibi değil” dedim. Çünkü başka kim ne der bilemiyorum ama ben “bu sezon sarılar moda, kızıllar gündemde, küllü tonlar demode” gibi alışılmış sözler etmeyeceğim. Çünkü artık trend sizin içinizdeki en güzel hali dışa yansıtan o en kişisel sonuca ulaşmak. Saçlarınızın ışıltısının gözlerinize yansımasını sağlamak.
Bu bahar için size bir önerim de, Garage Studio’larında ya da başka bir kuaförde, saçınızı renk değişimine sokacaksanız önceden bakım yaparak saçınızı bu değişime hazırlayın. Biz Garage Studio’larında bunu bazen Sakinleştirici Bakım bazen Garage Organics Hair Serum ile yapıyoruz. Size de daha başarılı ve kalıcı uygulamalar için bu öncesi ve sonrası düzenli bakımı öneririm.
Gelin bu bahar sizin içinizdeki doğal ışıltıyı dışa vuracak sağlıklı saçlar için en ideal uygulamaları beraberce belirleyelim.
Sevgilerimle
Ahmet Çoban
]]>Garage Organics ürünleri Avrupa’nın en saygın organik kozmetik sertifikası olan Cosmos Organic onaylıdır.
Cosmos Organic Hakkında*:
*(Comos Organic kurumunun Türkiye temsilcisi ETKO (Ekolojik Tarım Kontrol Organizasyonu) Web sitesinden alıntıdır.)
“COSMOS Standard -Cosmetics organic and Natural Standard” altında farklı ülkelerde organik ürünleri sertifikalandıran uluslar arası kuruluş tescillendirdiği ürünlerin topraktan raflara kadar doğru organik ürün standartlarında üretilmiş olmasını kontrol eder.
Standart, kozmetik ürünlerde kullanılan bileşen türlerini beş kategoriye ayırır ve her biri için gereksinimleri belirtir. İşte bazı temel standartlar:
Şirketler ayrıca ambalajlarının en aza indirildiğinden ve çevre dostu olduğundan emin olmalı ve fabrikaları için bir çevre ve atık yönetimi planına sahip olmalıdır.
Son olarak, bu standartlara göre üretilen tüm ürünler, bağımsız olarak yetkilendirilmiş bir sertifika kuruluşu tarafından sertifikalandırılmalıdır. Bu, belgelendirme kuruluşunun yetkin ve profesyonel olmasını sağlar. Standarda uygunluğunu, doğru ve net bir şekilde etiketlendiğini doğrulamak için ürünle ilgili gerekli her şeyi kontrol edecekler, böylece satın aldığınız ürüne güvenebilirsiniz.
Garage Organics 2020-21 Cosmos Organic Sertifikası
]]>Son dönemde bize gelen sorulardan gözlemlediğimiz kadarıyla saç derisi ile ilgili bazı problemlerde artış yaşandığını görüyoruz. Bunun en önemli sebeplerinden biri pandemi süreci ile değişen hayat şartlarımız.
Bu saç derimizi nasıl etkiliyor derseniz, mesela saç derisinde kendini gösteren ve farklı yoğunlukta olmak üzere birçok insanın yaşadığı Seboreik Dermatit’in (ya da saç derisi egzaması) diyelim en önemli nedenlerinden biri stres. Bu dönemde yaşadığımız kaygılar sonucu stresimizin arttığı malum. Bunun dışında saçtaki egzamanın nedenleri kişinin yaşadığı metabolizma kaynaklı ya da hormonal değişimler, hava kirliliği gibi dış etkenler, beslenmede farklılıklar ya da sert kimyasallar içeren ürün kullanımı da olabilir.
Bu sorun kendini saç derisinde kaşıntı, kuruluk, yağlanma (enteresan bir şekilde kuruluk ile aynı anda), kepeklenme, kızarıklık, yanma ve kabuklar olarak gösterebilir. Hatta böylesine bir sorunu daha hafif de olsa yeni doğan döneminde bazı bebeklerde de görürüz. İsmine de konak denir.
Nedeni her ne olursa olsun sizi rahatsız eden hatta ilerisi saç dökülmelerine kadar gidebilen bu sorun için size birkaç önerimiz var.
Saç Derinizi Kurutmayın:
Kuruyan saç derisi hem hassaslaşır hem de savunma gücü azalır. Böylece dışarıdan gelecek etkilere ve bakterilere daha açık hale gelir. Bu durum da egzamayı tetikler. Bunun için saç köklerinin doğal yağ dengesine ve pH derecesine önem vermek gerekir. Saç derisini kurutan en önemli dış faktörlerden biri sülfatlı şampuanlardır. Sülfatsız Super Wash ya da Hair Wash şampuanlarımızdan birini tercih edebilirsiniz.
Saçınızda Kimyasal Tortu Kalmasın:
Kullandığımız saç şekillendirici gibi ürünler bazen saç derimizde tortu kalmasına neden olabilir. Bu tortu hem saç derisinin ve saç köklerinin hava almasını engeller hem de ölü hücrelerin doğal atılma sürecini sekteye uğratır. Size önerimiz içinde en az kimyasal olan şekillendiricileri kullanın ve tortu oluşmasına izin vermeyin. Mesela kıvırcık ve dalgalı saçları şekillendirmek için Hair Balm, jöle yerine ise yumuşak bir alternatif olarak %99 saflıktaki Pure Aloe isimli jelimizi tercih edebilirsiniz.
Saç Derisi Bakımına Özen Gösterin:
Yüzümüzde bir sivilce ya da kızarıklık olduğunda hemen gerekli cilt bakım ürünleri ile önlem almaya dikkat ederiz ama çoğu zaman aynı özeni saç derisine göstermeyebiliyoruz. Ama daha önce söylediğim gibi ufak bir kaşıntı olarak başlayıp zamanla yoğunlaşan bu sorunlar bazen saç dökülmesine kadar gidebilir. Size önerimiz banyo öncesi saç derinize bakım maskesi uygulamanız. Biz, Hair Serum ürünümüzü bu konuyu da düşünerek tasarladık. İçindeki organik sertifikalı özel bitki kokteyli saç derinizi besler, bakteri oluşumunu önler ve nem&yağ dengesini korumasını sağlar. Ayrıca Hair Wash şampuanımız da içindeki %70’e varan Aloe Vera özü ve diğer değerli bitkilerle bu bakıma yardımcı olur, zarar görmüş hücrelerin hızlıca yeni ve sağlıklı hücrelerle döngüsünü sağlar.
Unutmadan tüm bu bahsettiğimiz ürünler unisex olarak hem kadınların hem de erkeklerin ihtiyaçları için kullanılabilir.
Saç ve saç derisi sağlığı ile ilgili konular bazen şekillendirme ve renklendirmenin gerisinde kalabiliyor ama ben Garage Organics markasını hazırlarken, müşterilerimin saçlarında en iyi sonuçlara en sağlıklı saç temeliyle ulaşacağımı biliyordum ve ürünlerimi saça sağlık veren, onaran özel formüllerle tasarladım.
Özellikle bu stresli günlerde saçınız ve saç derinizle ilgili sorunlar yaşıyorsanız saç bakım rutininizde değişime giderek Garage Organics’in şifa veren organik formülleri ile tanışmayı ihmal etmeyin. Ürünlerimiz hakkında websitemizin mağaza bölümünden detaylı bilgi alabilir ya da Garage Hair Repair Studio şubelerine uğrayarak ekibimizden saçınıza özel öneriler alabilirsiniz.
Sağlıklı günler dileğiyle,
Ahmet Çoban
]]>Benim bu dönemde gördüğüm en yaygın hatalardan biri yüzdeki orantılara yeterince dikkat edilmeden, şakak/göz/alın arasındaki mesafelere göre doğru hesaplama yapılmadan kesilen katlar ve kaküller. Bu katlar ve kaküller, kısıtlı alanda ifademizi anlamsızlaştırabiliyor. Ayrıca yine bu dönemde çok parlak saç tonları kullanmayı da önermiyorum.
Son günlerde bize yeni bir saç modeli için danışan müşterilerimizi daha doğal tonlara yönlendiriyoruz. Saçımızın dipten çıkan natürel rengine yakın tonlar çoğumuzu en sağlıklı gösteren renkler de aslında. Bunun üzerine doğal highlightlar ile yumuşak geçişler sağlıyoruz.
Maske Döneminin En Popüler Uygulaması Facelight
Bu dönemde en çok talep gören uygulamamız saçın ön kısmındaki %20-30’luk alana doğal bir çerçeve gibi uyguladığımız Facelight isimli renklendirme işlemimiz. Bu işlem ile bakışlar parlıyor, ortaya ışıl ışıl bir ifade çıkıyor. Her zaman doğallıktan yana bir marka olarak bu zorlu dönemde de saçlarda yaptığımız kişiye özel çalışmalar ile müşterilerimizin içindeki doğal güzelliği ve ışığı maskenin ardından da olsa yansıtabilmelerine yardımcı oluyoruz.
Onları mutlu etmek özellikle böyle stresli günlerde beni çok mutlu ediyor. Ama bir taraftan mesele sadece doğallığı ortaya çıkarmak da değil aynı zamanda uzun süre kullanabileceğiniz saçlar tasarlamak. Çünkü biliyoruz ki bu dönemde hepimiz ortak alanlarda daha az bulunmak istiyoruz. Bir yandan da evde kaldığımız günlerde matlaşmış, dibi çıkmış ya da katları düzeltilmeye ihtiyaç duyan saçlar yüzünden canınızın sıkılmasını da istemiyoruz. Çünkü yeterince can sıkıcı bir gündem var zaten. Gelin sizin için de uzun süre mutlulukla kullanabileceğiz en doğru saçı tasarlayalım. Çünkü her zamanki gibi mottomuz “hayatınızı güzelleştirmeye saçlardan başlamak”!
Sevgilerle,
Ahmet Çoban
]]>Son dönemde kafaları karıştıran bir sürü renk ismi var. Bunun envai çeşidini özellikle konu sarı olunca görebiliyoruz. Örnek vermek gerekirse; platin sarısı, saman sarısı, fil dişi, buz sarısı, bebek sarısı, altın sarı… Renklere isim vermek çok güzel bir şey, çünkü kafamızda bir resim canlanmasına yardımcı oluyor. Biliyorsunuz daha markamı ilk kurduğum dönemde, hatta daha öncesinde, ismim sektöre kendi tanıştırdığım uygulama ve renklerle anılmaya başlamıştı. Ama bu işin sadece bir kısmı, belki de ilk aşaması diyelim.
Bana göre bu renklerin isimlerinden daha önemli olan kime neyin yakışabileceğini öngörmek. Mesela siz adını duymuşsunuzdur veya bir kişide görüp beğenmişsinizdir, xx sarısı istiyorum dersiniz kuaföre. Ama siz bu isteğinizi belirttikten hemen sonra işlem başlıyor ise bence tehlike çanları çalıyor demektir.
Neden mi?
Evet, biliyorum ilk başta bu kadar kolay olması çok çekici geliyor olabilir. Tabii aslında biz kuaförler sizlerin taleplerini hayata geçirmek için çalışıyor gibi görünebiliriz ama asıl işimiz tam olarak bu değildir. Bizler sahip olduğunuz bütün özelliklere bakarak (yüz şekliniz, renkleriniz, kemik yapınız, ama en önemlisi de hayat alışkanlıklarınız) size en çok yakışacak ve saçınızın sağlığını en çok koruyabilecek renge sizi yönlendiren kişiler olmalıyız. Bence yeni nesil bir kuaförlük anlayışı bunu gerektiriyor.
“Ben sizin istediğiniz rengin kralını yaparım” diyene değil ben size en çok yakışacak rengi bulmak için sizi tanımak istiyorum diyene emanet etmelisiniz o güzel saçlarınızı. Biz müşterilerimiz ile markamızın kurulduğu günden itibaren, özellikle ilk ziyaretleri ise, kişisel danışmanlık randevuları ile çalışıyoruz. Bu sayede karşılıklı olarak birbirimizi tanıyoruz ve ortak kararlar vererek sizi en mutlu edecek, kötü sürpriz ihtimali en az olan saçı tasarlamaya çalışıyoruz. Bazen 180 derece bir değişim isteği ile salonumuza geldiğinizde belki sizi o an için dileğinize ulaştıramayacağız ama birkaç aşamalı bir değişim imkanı sunarak başarılı bir sonuca ulaşmanızı sağlayacağız.
Bugünlerde kafanızda köklü bir değişim varsa, platin sarısı, fildişi, saman rengi vb gibi, isimlerden bağımsız olarak size en çok yakışacak rengi ve modeli gelin beraberce keşfedelim.
Sevgilerimle,
Ahmet Çoban
]]>Beni hem Garage Organics markasının arkasındaki yaratıcı isimlerden biri olarak tanıyabilirsiniz hem de Ahmet Çoban’ın iyi bir arkadaşı olarak. Burada genelde Ahmet’in yazılarını okumaya alışık olduğunuzu biliyorum ama artık ben de arada burada olacağım.
Ahmet Cobain ile ilk tanışmamız kozmetik sektöründe ikimizin de aktif olarak çalıştığı bundan 10 sene öncesine denk geliyor. O sıra, kısa süre içerisinde Ahmet’in ismini herkesten duyar olmuştuk çünkü kuaförlük alanına yepyeni yorumlar getirmeye başlamıştı. Bir de o zaman daha moda ya da başka yaratıcı alanlardan insanların bile yeni yeni kullandığı Instagram’da işlerini bizlere tanıtan ilk kuaför olması onun ününü Türkiye’den de ileri götürdü düşünüyorum. Sayesinde herkes bir anda Ombre uygulaması konuşmaya başladı. Çünkü artık herkes kuaföre gidip de iki renk saçlarla çıkmaktan çok sıkılmıştı. İlk günlerde konuşulan şuydu: “Nişantaşı’nda Ahmet Çoban diye bir kuaför var. Ombre diye bir şey yapıyor eğer doğal bir görüntü istiyorsan kesin ona git! Hatta bak Instagram’ı bile var.”
İşte böyle böyle güzellik lügatımıza ombre uygulamasını kazandırdı Ahmet. Moda güzellik dergileri, TV, ünlü isimler vs. hep ondan bahsediyordu. Ahmet yıllarca kuaförümüze anlatmaya çalıştığımız “hani güneşten kendi açılmış gibi dursun” isteğimizi gerçekten anlayan ilk isim olmuştu. Çizgili pazar sabahı pijaması gibi duran röfleli saçlarımızı küçük kız çocuklarıyken güneşten açılan ve bütün kış gururla taşıdığımız saçlarımıza benzetmişti. Böylece Ombre Ahmet Cobain, Ahmet Cobain de Ombre ile anılmaya başladı.
Ama tabii orada kalmadı, Ahmet hem yaratıcı hem de çalışkan kişiliği ile bu anlayışı tüm çalışmalarına taşıdı. Brushlight diye isim hakkını aldığı, hatta patentli bir tarak tasarladığı bir teknik geliştirdi. Sonra kızıl olmak isteyen ama kuaförden pasparlak bakır bir boya ile çıkmaktan ürkenleri düşünerek oldukça doğal, İskoçların kızıllarını andıran ve ilhamını çöl kızıllığından alan Desert red rengini yarattı.
Derken kesim konusunda da yüzümüze inen sivri katlardan ne kadar rahatsız olduğumuzu görüp Ghost Cut diye bir kesim tekniği geliştirdi. Hani bazen kuaföre saçınızı kestirirsiniz de katlar taaa 1 ay sonra oturur, doğallaşır ya… İşte Ghost Cut o bir ay sonra “oturmuş” dediğiniz saçı size ilk gün veriyor. Çünkü hayat, o bir ayı beklemek için çok kısa ve hızlı.
Ombre’nin yaratıcısı Ahmet Çoban (yakından takip ettiğim için rahatça söyleyebilirim) sürekli çıtayı yükseltmek ve saçını en doğal ama en güzel versiyonuna getirmek isteyenler için çalışmaya üretmeye, kendine ait menüsünü genişletmeye devam ediyor (tabii bir taraftan beraberce Garage Organics ürün gamını geliştirmeye de devam ediyoruz. Sürprizimiz sonbaharda). O sadece Ombre ile anılmış olmaktan sıkılmış olabilir. Haklı da. Ama Ombre diye Google’ladığınızda yanında ismini göreceksiniz.
Bana göreyse (çoğu hemcinsime göre de tabii) “Ombre Ahmet Cobain” demek, Türkiye’de artık sürekli kuaför bağımlısı olur muyum demeden, sonucu nasıl çıkar, 80’ler röflesi gibi durur mu diye korkmadan gönül rahatlığı ile saç yaptırmak demek. İlk yazımı sevgili Ahmet’e yazmak istedim. Yakında yeni ürünlerimiz hakkında yazılarımla da beraber olmak ümidiyle.
Sevgiler,
Çağla Bingöl
]]>Güzellik ve bakım konuları ile en ilgisiz gibi görünen erkekler bile zaman zaman saç ya da cilt sağlığı için kendilerine uygun ürünlerin arayışında oluyorlar. Ama bu kadar çok markanın olduğu ve her kafadan bir sesin çıktığı bir ortamda her zaman doğru ürünlerle buluşmak onlar için de kolay değil.
Bu sene bir farklılık yaparak babalar günü hediyenizi Garage Organics’in saç ve cilt sağlığını ön plana alan ürünleri arasından seçmek isterseniz size serimizden babanız için en uygun olacak ürünleri derledik!
Hem de bu güne özel, kaçırılmayacak %25 indirim fırsatı ile!
Saç Sağlığına Önem Veren Babalara Organik Sertifikalı, Dökülme ile Savaşan Hair Wash Şampuan
Babalar, çoğu zaman önemsemiyormuş gibi görünseler de dış görünüşümüzün en önemli kısımlarından biri olan saç güzelliği onlar için de değerlidir ve zaman zaman kafalarına takılır. Garage Organics Hair Wash şampuan içeriğindeki yoğun saf Aloe Vera ve diğer şifalı bitki özleri ile saç ve saç derisi sağlığını iyileştirir. Yağ dengesi sağlar, kepeklenme ile savaşır, kaşıntıları giderir, saç derisinin nefes almasına yardımcı olur. Ama en önemlisi de saç köklerini güçlendirerek saç dökülmesine karşı savaşır. Avrupa’nın en prestijli organik ürün sertifikası Cosmos Organic ile tescillenen Hair Wash, babaların saçları ile ilgili tüm sorunlarına en doğal ve kalıcı çözümleri sunar.
Pure Aloe İle Hem Kökler Güçlensin Hem de Saç Kolayca Şekillensin
Erkeklerin jöle ihtiyacını anlayabiliyoruz. Hem saçlarını şekillendirmek istiyorlar hem de dökülmeye neden olmayacak bir ürün arıyorlar. İşte o noktada devreye Garage Organics Pure Aloe jelimiz giriyor. %98 saflıktaki bu Aloe Vera jel saçı çok sertleştirmeden şekillendiriyor, saç köklerini tıkamıyor, ardında kimyasal artık bırakmıyor ve yağlanmayı önlüyor. Bu ürünü aynı zamanda yüzün T bölgesine siyah gözenek giderici doğal bir maske olarak da kullanabilirler. Hatta Pure Aloe, tatilde After Sun olarak güneş sonrası da yine kurtarıcıları olacak. Erkeklerin her zaman aradığı pratiklik bu olsa gerek!
Zor şekillenen, Kabaran Saçlar İçin Biraz Hair Balm Yeter
Saçlarını daha uzun kullanmayı seven ya da dalgalı veya kalın telli saçlara sahip erkeklerin ortak sorunu bir süre sonra yaşanan kabarmalar ve şeklini kolayca kaybeden saçlar. Bu sorunu saçlarının sağlığına zarar vermeden, hatta bir taraftan gün boyu bakım yapan Hair Balm ile çözebilirler. Hair Balm aslında tam da eski, bildik briyantinin bitkisel versiyonu gibi. Hem saçı şekillendiriyor, hem parlatıyor hem de gün boyu kalıcılığı ile kabarma derdinden kurtarıyor. İçindeki organik Hindistan cevizi, Argan, Avokado gibi özlerle saça bakım yaparken, sağlıkla uzamasına yardımcı oluyor.
Spora Düşkün Babalara Relief Lotion’la Evde SPA Keyfi
Spor yapmayı seven ve antrenman sonrası bacak ve ayakları için; rahatlatan, kas ve taban ağrılarını gideren bir ürün arayan erkeklerin vazgeçilmezi olan Relief Lotion aynı zamanda ayakları mantar, aşırı terleme vb. sorunlardan da koruyor. Uzun süre hijyen ve ferahlık sağlayan Relief Lotion özellikle yaz aylarında sıkça tercih ediliyor. Kan dolaşımını düzenleyerek bacak ve ayak bölgesindeki şişlikleri de gideren organik sertifikalı Relief Lotion, evde SPA keyfi sunuyor.
Duşta Organik Ferahlık İçin Portakal Özlü Body Wash
Cildi kurutmayan, vücudu nazikçe temizleyen ve formülünde bulunan tatlı portakal ile lavanta özlerinin karışımı sayesinde ferahlık veren Garage Organics Body Wash aynı zamanda ciltteki kaşıntıları ve iritasyonu da giderir. Cilt sağlığını düzenlemeye yardımcı olan bu duş jeli kimyasallardan uzak içeriği ile babaların da favorisi olacak.
]]>Merhaba,
Bu yazı dizisinde sizden bu ara en çok gelen soruların cevaplarını vermeye çalışacağım. Malum evde kaldığımız bu dönemde salonlarımızda sizleri ağırlayamadığımız için uzaktan da olsa Garage Blog aracılığı ile yardımcı olmak isterim.
Soru: Eskiden parlak ve düz olan saçlarım, şimdi mat ve kabarık. Saçımın tipinde yaşadığım değişimler neden kaynaklanıyor olabilir?
Cevap: Bu değişimlerin birkaç farklı nedeni olabilir.
1. Kolajen Azalması: Yaş aldıkça cildimizde ve saçımızda kolajen miktarı azalır ve saçınızın daha parlak olmasını sağlayan, koruyan ve daha rahat şekillendirmenize yardımcı olan yağ üretimi düşer. Saçınızdaki doğal renk pigmentleri aynı zamanda nemlendirici moleküller içerir. Pigment azaldıkça saçınız kurur ve daha kolay kabarır. Nasıl ki yaş aldıkça kullandığınız cilt bakım ürünlerini değiştiriyorsunuz ve daha çok nem veren formüllere geçiyorsunuz saçınız için de aynı bakımı düşünmelisiniz. Sağlıklı saç için önce sağlıklı bir saç derisi gerekir. Yoğun nem ihtiyacını gidermek için saç derisine de kullanılabilen Garage Organics Hair Serum ile haftada bir- iki defa maske yapabilirsiniz.
2. Hormonal Değişimler: Kadınlar ergenlik döneminden itibaren birçok hormonal değişim geçirirler. İşte bu dönemlerde saç köklerinde bulunan foliküller daralır ve saçınız cansızlaşır, incelir. Narinleşen bu saçlar daha çok dökülür. Böyle dönemlerde saçlarınızı Hindistan cevizi, ayçiçeği, badem, avokado, argan gibi yağlarla beslemek önemlidir. Fakat hormonal değişim nedeni ile yaşanan dökülmeleri önlemek mümkün değildir. Ve değişim tamamlanınca az bir istisnai durum haricinde saçlar yeniden çıkmaya başlar fakat daha ince ve narin olacaktır. Onları güçlendirmek için üstte saydığım saç besleyici yağlardan destek alabilirsiniz.
3. Az Protein: Beslenme sırasında az protein almak saç kalitenizde bozulmaya neden olabilir. Saçınızın sağlıklı gelişmesi için vücudunuzun proteine ihtiyacı vardır. Beslenmedeki zayıflıklar saçlarda dökülme, matlaşma ve incelme olarak kendini gösterir. Aynı şey Omega-3 için de geçerli. Bu nedenle uzmanlar beslenmeye somon, ceviz, yumurta, avokado, chia tohumu, Brüksel lahanası gibi gıdalar katmanızı öneriyor.
Bunların haricinde kullanılan ürünlerin saç derisinde birikerek kökleri sağlıksızlaştırması, kullanılan bazı ilaçların yan etkileri, kireçli sular, çok sıcak derecede kurutulan ve şekillendirilen saçlar, fazla kullanılan kuru şampuan ve benzeri ürünler, sigara dumanı ve çevresel faktörler saçınızın cansızlaşmasına neden olabilir.
Sevgilerimle,
Ahmet Çoban
]]>Merhaba,
Bu yazı dizisinden sizden bu ara en çok gelen soruların cevaplarını vermeye çalışacağım. Malum evde kaldığımız bu dönemde salonlarımızda sizleri ağırlayamadığımız için uzaktan da olsa Garage Blog aracılığı ile yardımcı olmak isterim.
Soru: Kıvırcık saçlarım ile nasıl barışabilirim? Nasıl daha pratik bir bakım yapabilirim?
Cevap: Kıvırcık saça sahip olanlar, bakımı biraz daha zor olduğu için genelde saçlarından şikayetçidirler ama aslında doğru birkaç tüyo ile çok daha pratikçe saçlarını şekillendirebilir ve harika dalgalarının tadını çıkartabilirler.
Saçlarınızı haftada 3 defadan fazla yıkamamaya çalışın. Bazen sadece su ile arındırmak yeterli olacaktır. Çünkü kıvırcık saçlar doğal olarak oldukça kurudur. Temizleyiciler daha da kurutacağı için saçınızın yapısı incelecek ve elektriklenip kabarma sorunu artacaktır.
Saç kreminizi şampuandan önce uygulayın ve kalın, seyrek dişli bir tarak ile tarayın. Sonra şampuan ile arındırın. (saç kremi yerine banyodan önce birkaç fıs saçta kalan kremlerden de tercih edilebilir)
Saçınızın ilk ıslaklığını havlu ile aldıktan sonra doğal kurutun ve daha nemli iken yine yumuşatan ve nemi hapseden bir şekillendirici kullanın.
Saçınızın uç kısımlarından avuç içinizle nazikçe sıkarak şekillendirin.
Saçınızı az yıkamanızı önerdiğimiz için içinde kafa derisinde ve saçta kalıntılara neden olacak yoğun kimyasallar içeren köpük, jöle ya da parafinli wax tarzı ürünler kullanmanızı önermem. Bu ürünler kafa derisinde birikir, kökleri tıkar ve saç dökülmesine neden olabilir.
Son olarak yatarken pamuklu yerine saten ya da ipek yastık kılıfı tercih etmenizi öneririm. Çünkü pamuk kumaşlar saçınızdaki nemi kendine çeker ve daha da kuru bir sonuca neden olur.
Saçınızı şekillendirmek için Hair Balm tercih edebilirsiniz. Şampuan olarak da saçınızı kurutmamak adına Garage Hair Repair Super Wash kullanabilirsiniz.
Sevgilerimler
Ahmet Çoban
]]>Bu yazı dizisinde sizden bu ara en çok gelen soruların cevaplarını vermeye çalışacağım. Malum evde kaldığımız bu dönemde salonlarımızda sizleri ağırlayamadığımız için uzaktan da olsa Garage Blog aracılığı ile yardımcı olmak isterim.
Soru: Saçım çok dolanıyor, taraması çok zor oluyor ve sonuç olarak çok kırılıyor. Ne yapmalıyım?
Cevap: Bu sorunun cevabı olarak size birkaç önerim olacak.
Öncelikle saçınızı çok kurutan şampuanlarla vedalaşın. Yani sülfat ve benzeri içerikleri hayatınızdan çıkarın. Bu içerikler aslında ancak saç derisinde aşırı yağlanma problemi olanlar için uygun olabilecek ürünler. Geri kalanlarımız için çok sert ve yıpratıcı oluyor. Böylelikle zaten kuru ve cansızlaşmış uçlar iyice nemini kaybediyor ve sonuç olarak dolaşıp, düğümleniyor.
İnce dişli taraklar yerine geniş başlı fırçalar tercih edin. Ve en uçlardan başlayarak tarayın. Yani önce en uçlardaki inatçı düğümleri açın sonra sıra ortalara ve en son bölümde de köklere gelsin.
Banyo sonrasında saçınızı rahat açmak için durulanmayan bir krem kullanın. Böylece saçınıza fazla zarar vermeden dolaşmalardan kurtulabilirsiniz.
Haftada bir saç uçlarına nem verecek ve besleyerek güçlendirecek bir maske yapın.
Son olarak aşırı sıcak kurutma ve şekillendirmeden kaçının.
Saçınızda kuruyan ve dolanan kısımlarda her banyo sonrası hafif ama etkin içeriği ile yağlandırmadan nem ve yumuşaklık kazandıran Garage Hair Repair Leave-in Treatment No2 Sprey ve haftada bir (ya da ihtiyacınıza göre iki defa) Garage Organics Hair Balm maske uygulamanızı öneririm.
Sevgilerimle,
Ahmet Çoban
]]>Tabii bu arada sizlerle iletişimimiz kesilmedi. Sosyal medyayı sanırım en çok bu yanı için sevmeliyiz. Sosyal izolasyonda olsak da duygularımızı, sorularımızı, mutluluklarımızı, yalnızlığımızı paylaşabiliyoruz. Bu dönemde saçlarınız ile ilgili birçok tazelenme ihtiyacınız olduğunun farkındayız. Her şey normale dönüp de hayat kaldığı yerden devam ettiğinde “Hair Repair” yani “Saç Onarma” misyonu ile 5 yıldır hizmet veren Garage Studio’lar ve saç uygulamaları sizleri mutlu etmek için her zamankinden büyük bir heyecanla iş başında olacak. Kızaran diplerin, yeşilleşen sarıların, bozulan katların, matlaşan tonların hepsini onarmak için salonlarımızda hazır olacağız!
O güne kadar saçlarınızın rengi solmasın, canlılığını yitirmesin diye evde bakım yapabilirsiniz. Bugünlerde en çok konuşulan #selfcare, yani biraz moral bulmak adına kendinize gösterdiğiniz özen ve bakım. Aynaya baktığımızda kendimizi iyi hissetmek hepimize iyi geliyor.
Saç bakımı ya da ürünlerimiz hakkında bana ya da markamıza sorularınız olursa her zaman Instagram üzerinden @ahmetcobain ya da @garageorganics hesaplarına iletebilir ya da info@garagehairrepair.com'a mail gönderebilirsiniz.
Sağlıkla (ve evde) kalmanızı dilerim.
Sevgiler
Ahmet Çoban
]]>Fakat sabunlar ile ilgili bir konu var ki, ellerimizi fazlası ile kurutabiliyorlar. Aynı şey duş jelleri için de geçerli. Çünkü içlerinde sülfat var. Sülfat biliyoruz ki son dönemlerde abartılı olarak kötüleniyor. Aslında bahsedildiği kadar kabus bir içerik değil. Kozmetikte kullanıldığı miktarı ile zehirli değil, sağlığı tehdit etmiyor. Tekrar etmek gerekirse sadece cildi fazlası ile kurutuyor, yağ dengesini bozuyor. Bu da aşırı kuruluk, kırışıklık, çatlama hatta yer yer yara-bereye neden olabiliyor. Küçük yaralar zaman zaman bakterilerin ya da mikropların sızmasına neden olabiliyor. Sülfatın temizleme mekanizması köpürmek üzerine. Köpürerek kiri ve yağları yüzeye taşıyor ve su ile durulanarak atılmasını sağlıyor. Fakat bu temizlemenin sadece bir yolu. Garage Organics ürünleri sülfat içermiyor. Temizleme gücünü doğanın en şifalı bitkilerinin laboratuvar ortamında özel sentezinden alıyor.
Garage Organics Hand Wash ve Body Wash tasarlanırken daha nazik temizleyen ama yine de gerçekten temizleyebilen ürün ihtiyacı düşünülerek formülleri üzerinde çalışıldı. Garage Organics Hand Wash, antibakteriyel ve antimikrobiyel olması ile bilinen turunç özleri ile cildi temizler. Aloe Vera ile hücre oluşumunu destekleyerek kuruluk, kaşıntı ve benzeri iritasyonların tedavisini destekler. Tatlı portakal yağı ile kolajen yapısını destekler, kırışıklık ve sarkmalarla savaşır. İçinde sağlığınıza zararlı hiçbir kimyasal içermez. Avrupa’nın en prestijli sertifika kuruluşu Cosmos tarafından tescilli bu sabunu tüm aileniz için güvenle kullanabilirsiniz.
Garage Organics Body Wash ise Hand Wash’ın içeriğine artı olarak içerisindeki Çin Defnesi ile vücut tipi akne ile savaşır. Bu özellikle ergenlik döneminde sırt ve omuz bölgesinde aknelerden şikayetçi olanlar için Body Wash’ı oldukça uygun kılar. Yine Cosmos tarafından tescillenmiş olan bu duş jelini tüm aileniz için tercih edebilirsiniz.
Sağlıklı günler dileriz.
]]>Bu sezon podyumda en sık gördüğümüz modellerden biri geriye taranmış saçlar oldu. Boyu ya da rengi ne olursa olsun tutuculuk sağlayan ve biraz parlaklık katan bir ürün yardımı ile geriye taranmış saçlar oldukça revaçta. Ve aynı zamanda uygulanması da çok pratik. Aslında yaz ayları denince kurtarıcı olarak çoğumuzun aklına gelen bu saç modelini uygularken jöle ya da köpük yerine Garage Organics Pure Aloe kullanmanızı öneririm. Bu ürün jöle, köpük ve benzerleri gibi kimyasal içermez dolayısıyla saç köklerini tıkamaz, saçta kalıntı bırakmaz. Hatta tam tersine yağ dengesi sağlayarak saçınızın temiz ve sağlıklı kalmasına yardımcı olur.
Bu sezon podyumda çok gördüğümüz modellerden biri de yumuşacık, doğal dalgalar oldu. Bu dalgaları yaratmak için saçınızı kurutmayan, sürekli nemli tutan bir bakım rutini oluşturmanız önemli. Banyo öncesi saçlarınıza nemlendirici maske uygulayın, saçlarınızı ne sıcak ne soğuk, ılık su ile yıkayın. 150 dereceden yukarı ısıda kurutmayın. Ayrıca kurutmadan önce Garage Hair Repair serimizdeki Leave-in Treatment No.2 kullanmanızı öneririm. Bu sprey saçınıza nemi hapseder ve kuruyarak elektriklenmesini engeller. Dalgalarınız tel tel ayrılmaz, yumuşaklığını ve formunu korur.
2020 İlkbahar /yaz podyum trendlerinde öne çıkan başka bir model de yandan keskince ayrılmış olan saçlar. Bu saç modelinin en iyi yanlarından biri eğer yuvarlak hatlara sahipseniz yüzünüzü daha oval ve uzun göstermesidir. Aslında bu saç modelini en başta bahsettiğim arkaya taranmış saçın yana ayrılmış versiyonu olarak düşünebilirsiniz. Geri atmaktansa yüzünüze ince ve oval bir çerçeve vermek için kullanabilirsiniz.
Bu sezonun en revaçta kesimi bizim de birkaç yıldır salonlarda çok severek uyguladığımız mid length boylar. Bu kesimi neden çok tercih ettiğimi çok kez anlatmışımdır ama kısaca tekrar bahsetmek gerekirse istendiği zaman toplanabilen, istenirse açık kullanılan bu model kişinin yüz hatlarına uygun olarak boyu ayarlanıyor ve birçok kişiye çok yakışıyor. Ayrıca oldukça modern ve dinamik duruyor ve kullanım kolaylığı sağlıyor.
2020 yaz trendlerine dair son olarak bahsetmek istediğim model alttan bağlanmış zahmetsiz bir atkuyruğu. Bu saç modeli özellikle düz yapıda saçı olanlar için çok uygun. İnce renkli deri bir ip ya da kurdele gibi kıyafetinize yakışacak bir aksesuar ile fiyonk yapabileceğiniz bu model sizi gündüzden geceye kolaylıkla taşıyacaktır.
Sevgilerimle
Ahmet Coban
]]>Desert red, kurşuni, espresso gibi renkler hep bu düşüncelerle menüye katıldılar ve hala popülerliklerini, güncelliklerini ayrı ayrı sürdürüyorlar. İşte son dönemde iki yeni renk üzerinde çalıştım ve artık tüm Garage Studio’larda ikisini de talep edebilirsiniz.
“Aphrodite” ile Yepyeni Bir Kumral Yorumu
Biliyorsunuz son dönemde moda dünyasında 1990’ların dönüşü diğer tüm trendlere oranla daha yoğun olarak hissediliyor. Yani geçici bir trend değil de 90’lar daha uzun süreler farklı yönleri ile bizimle olacak gibi, ana akım gibi duruyor. Tabii modanın bir yansıması da güzellik trendlerine oluyor. Müşterilerimizin son dönemde bana en çok sordukları 90’larda revaçta olan doğal, orta kumral tonlar. Anlatmak istedikleri o günlerde popüler olan fındık kabuğuna yakın bir ton. Ama günümüzde sadece fındık kabuğu tonuna boyanmış bir saç çok tek boyutlu kalır. Halbuki ben her zaman farklı ışıltıları, soğuk ve sıcak alt tonları iç içe katarak daha yaşayan, natürel tonlar yaratmak arayışındayımdır. İşte bu arayış sonucunda Aphrodite isimli rengi menümüze ekledik. Fındık kabuğundan esinlenen ama onun daha boyutlusu Aphrodite. İç mekanda az ışıkta soğuk duran, gün ışığında ise sıcak ve sağlıklı bir parlamaya sahip yepyeni bir yorumu. Aphrodite renginin en güzel yanlarından biri saçını bir dönem iki renk kullanmış olanları kumrala dönmek isterken saç uçlarında küflenmiş gibi durma riskinden kurtarması. Birçok ten rengi ile kolaylıkla uyum sağlayan bu renk bence önümüzdeki dönemde Desert red kadar popüler olacak. Bu saç rengini Instagram paylaşımlarımda #aphrodite hashtag’i ile takip edebilirsiniz.
Garage’ın En Çarpıcı Tonu “Love”
Şubat ayında olduğumuzdan Sevgililer Günü nedeni ile aşk tüm kırmızılığı ile çevremizi ve ruhumuzu sardı! Bunun bizdeki yansıması da Love adındaki derin bir kızıl tonu oldu. Bu renk belki Garage Studio’nun alışılmış natürellik anlayışının biraz dışında ama benim çok sevdiğim bir laf vardır: “Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir” diye. Çevremiz renksizleştikçe hayatımıza renk katmak için kendimizden başlama fikri hoşuma gidiyor son dönemde. Bu benim gibi sizlerin de hoşuna gidiyor olacak ki Love rengini Instagram hesabımda ilk paylaştığım andan itibaren çok fazla soru ve mesaj alıyorum. Bu rengin hedef kitlesi belki Aphrodite ya da Kurşuni kadar geniş değil. Bana göre en çok beyaz tenlilere uyuyor. Ama yakıştığı zaman da oldukça karakteristik bir hava katıyor.
Peki siz kendi saç renginizi bulabildiniz mi? Yoksa hala arayışta mısınız? Eski saç renginizden sıkıldınız mı? Hata yaparım diye değiştirmeye korkuyor musunuz? Ya da yeni değiştirdiniz ama hayalinizdeki gibi olmadı mı? Bu yepyeni iki rengimiz ya da klasiklerimiz arasından gelin sizin saçınıza en yakışan rengi Garage Studio’da beraber keşfedelim.
Sevgilerimle
Ahmet Coban
]]>Bazen uzun süredir hatalı giden şeyler olur. Mesela bir kere saçınızı sarıya boyatmışsınızdır ve nasıl dönüş yapacağınızı bilemezsiniz ya da tam tersi koyulardan açıklara dönmek zor gelir. Saçınızda çok sert geçişler vardır ya da aynı şekilde kesiminde çok sert katlar. Bazen bir yanlışı düzeltirken daha büyüğüne neden olunur. İşte sırf bu korku ile hiç dokunmamaya çalışırız. Ama bir taraftan da hayat geçiyor ve aynaya baktığımızda hoşumuza gitmeyen bir görüntü ile yaşamak için bir gün bile çok uzun.
Bu yanlışları düzeltmek yerine moralinizi bozanlar, gözünüzü korkutanlar olabilir. Ama inanın her hatanın dönüşü o kadar karmaşık yollardan geçecek diye bir şart yok. Bazen küçük bir geçiş, bazen mikro makas darbeleri ile bazen de daha büyük adımlarla saçınızla ilgili kurduğunuz gerçek hayale ulaşabilirsiniz. Hem de hemen.
Dedik ya hayat geçiyor ve bir gün bile kaybetmek için çok yazık bu nedenle benim en önem verdiğim konu müşterilerimi hayallerindeki saç ile hemen buluşturabilmek. Yani bir kuaför klişesi vardır ya; biraz kullan rengi oturur, biraz uzasın kesimi daha güzel durur. Ama ya olmazsa?
Bu yüzden saçınızdaki eskiye dayanan ya da daha dün olmuş olsun hataları düzeltmek için uzun süredir denediğimiz ve geliştirdiğimiz birçok farklı teknik ile çözüm üretiyoruz.
Gelin tanışalım, saçınızdan silmek istediğiniz hatalara beraberce çözüm bulalım. Bazen en pratik çözümlerle ne kadar büyük değişimler oluyor bilemezsiniz. Garage Hair Repair Studio’da MAKEOVER deneyimi ile istediğiniz saçlara ŞİMDİ sahip olmanızı sağlayalım.
Sevgilerimle,
Ahmet Coban
]]>Bazı güzellik ürünleri vardır asla vazgeçemezsiniz, muadilini bulamazsınız, seyahate giderken unutursanız çok üzülürsünüz… İşte Garage Hair Repair serimizde yer alan Leave-in Treatment No.2 tam da böyle bir ürün.
Durulanmayan saç kremi kategorisinde yer alan Leave-in Treatment, bizim ürün serimize eklememiz açısından önemli bir üründü. Çünkü Garage Organics serisinde ya da Hair Repair serisinde banyoda kullanılan klasik bir saç kremi yok. Çünkü açıkçası saç kremi banyoda çok kısa süre saçta kalıyor ve çoğu zaman hatalı kullanılıyor. Kısacası fayda sağlayacağına zarar getirebiliyor. Saçı yumuşatma etkisi de çoğunlukla hemen geçiyor.
Leave-in Treatment ise saçınızda kalan bir ürün olduğu için etkisini de uzun süre koruyor. Uygulanması da çok pratik, banyoda beklemenize, uzun uzun saçınızdan durulamanıza gerek yok. (Ayrıca az su harcattığı için doğaya karşı da duyarlı diyebiliriz sanırım). Bu pratiklik hepimizin bol koşuşturma içinde geçen yoğun hayatları için çok önemli. Kimi zaman kendimizi ne kadar kadar şımartmak da istesek çoğunlukla böyle bir zaman bulamıyoruz.
Bu pratik ürünü en iyi anlatan 3 kelime YIKA-SIK ve ÇIK. Eskiden yıka ve çık sloganlı şampuanlar vardı hatırlarsanız ama onların da yumuşatıcı etkisi pek kalıcı olmazdı. Leave-in Treatment’ı banyondan sonra havlu ile kuruttuğunuz, hafif nemli saça sıkın ve çıkın. Saçınızı anında yumuşatır, kolayca kırılmadan taranmasını sağlar, daha önemlisi nemi içine hapsederek bakıma gün boyu devam eder ve ısı ile şekillendiriyorsanız zarar görmesini engeller.
Bu harika ürünün bir başka iyi yanı da inceltilmiş losyon yapısı ile saçı yağlandırmaması. İçerisindeki bitki özleri ve yağlardan oluşan besleyici kokteyl saç açma işleminde yıpranmış hatta bizim hamurlaşmış dediğimiz oldukça zarar görmüş saçlarda bile çok başarılı.
Hani elinizin altında her zaman güvenebileceğiniz, etkisinden emin olduğunuz, sizi asla yarı yolda bırakmayacak bir ürün istersiniz ya işte Leave-in Treatment o ürün.
Yani banyondan sonra Leave-in Treatment No.2’le YIKA-SIK ve ÇIK size yeter!
Sevgilerimle,
Ahmet Coban
]]>Bu zamana kadar saçlarınızı kuru, yağlı ya da karma olarak tanımladınız ve buna göre saç bakım ürünleri satın aldınız, kullandınız. Ama tahmin ederim çoğunlukla bir farklılık görmediğiniz için kısa süre içerisinde kullanmayı bıraktınız. Tabii ki hiçbir üründen anında bir mucize beklememek gerekir. Ama hepimiz az çok neyin iyi gelip gelmeyeceğini hızlıca kestirebilecek kadar ürün denemişizdir.
Bazı zamanlar sorun saçımızın cinsini yanlış tanımlamak olabilir. Mesela çok yağlı sandığımız saçlarımız aslında çok kurutan bir şampuan kullandığımız için kendini korumak adına fazladan yağ salgılıyor olabilir ya da çabuk kırılıyor dediğimiz saçlarımıza yumuşatmak için gerekli özeni göstermemiş olabiliriz.
Ama aslen Garage Organics markasını yaratırken aklımdaki yeni nesil saç bakım fikirlerinden size bugün biraz bahsedeceğim. Çünkü bunlar saç bakımı adına oyunun kurallarını değiştiren fikirler bence. Aynı zamanda benim markamın da neden bu kadar az üründen oluşan sade bir seri olduğunu da açıklıyor.
Ana fikir saçınızı kuru/yağlı /karma vs. diye sınıflandırmak yerine kök, orta ve uç bölümlerin farklı ihtiyaçlarının farkına vararak ona uygun olarak bakım yapmak. Yani bizim Studio’larda geçen adı ile #multimasking ya da #layering.
Tüm saçların kök kısımları en yeni ve en sağlıklı bölümleridir. Bu bölgedeki saçlar ayrıca saç derisindeki yağ tarafından korunur yani biraz daha yağlı bir dokuya sahiptir ve çok az işlem görmüştür. Orta kısımlar ise biraz yağını ve sağlığını kaybetmiş, daha olgun ve daha çok işlem görmüştür. Uç kısımlar ise en çok föne, ısıya, taramaya, renklendirmeye ve açma vb gibi işlemlere maruz kalmış ve en yıpranmış, incelmiş bölümlerdir.
Biz saçımızı yağlı veya kuru diye genel olarak sınıflandırdığımızda saçın en dibinden ucuna kadar aynı ürünü kullanırız ama belki de diplere o ürün çok yoğun gelir ya da uçlar için çok zayıf kalır. Bu nedenle doğru olan saçı diklemesine değil de yukarıdan aşağı doğru enlemesine bölümlere ayırarak ürün kullanmak olmalı.
Eğer saçlarınızın kök kısımları ve kafa deriniz gerçekten çok yağlı ise Garage Organics Pure Aloe ile yağ dengesi sağlayabilirsiniz. Orta kısımlarda ve uçlarda nemi geri kazandırmak için derinlemesine besleyen bitkisel yağlar içeren ama ince bir formüle sahip Hair Serum ile maske yapabilirsiniz. Eğer kök kısımlarınız kuru ve egzamadan rahatsız ise Hair Serum’u kullanmaya kökten başlayın. Eğer uç kısımlar çok yıpranmış ise o zaman saçı adeta yoğun bakım ünitesine alan Hair Balm saç merhemimizi kullanın.
Yani size önerim artık saç bakımına dair bildiğiniz ve sizi bir türlü hayalinizdeki sağlıklı saçlara ulaştırmayan klişelerden kurtulun yeni nesil #multimasking akımı ile tanışın.
Garage Organics ürünlerimiz hakkında ayrıntılı bilgi almak için lütfen tıklayın.
Sevgilerimle,
Ahmet Coban
]]>